sabırsız

listen to the pronunciation of sabırsız
Türkçe - İngilizce
impatient

The longer we waited, the more impatient we became. - Ne kadar uzun süre beklediysek, o kadar daha sabırsız olduk.

He was very impatient to see his daughter. - Kızını görmek için çok sabırsızdı.

rash
eager

They're eager to see you. - Onlar seni görmek için sabırsızlanıyorlar.

Tom was eager to see Mary. - Tom Mary'yi görmek için sabırsızlanıyordu.

solicitous
restive
agog

They are agog to know what happened. - Hepsi ne olduğunu öğrenmek için sabırsızlanıyordu.

on edge
testy
feverish
fit
sabırsız olmak
to be impatient
endişeli ve sabırsız
on tenterhooks
Türkçe - Türkçe
Sabır göstermeyen, sabrı olmayan
sabırsız