Their job is to milk the cows.
- Onun işi inekleri sağmak.
The life of some dairy farmers has gotten a lot easier since the introduction of robots to milk the cows.
- Bazı süt çiftçilerinin hayatı inekleri sağmak için robotlar tanıtıldığından beri çok daha kolay olmuştur.
In America cars drive on the right side of the road.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
I order you to turn right.
- Sana sağa dönmeni emrediyorum
I can't help thinking my father is still alive.
- Babamın hâlâ sağ olduğunu düşünmeden edemiyorum.
Is the snake alive or dead?
- Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
The rightmost lane is now under construction.
- En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.
In America cars drive on the right side of the road.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
The air by the sea is pure and healthy.
- Deniz havası saf ve sağlıklıdır.
He makes a living as a salesman.
- Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.
The poor girl made a living by selling flowers.
- Zavallı kız, çiçek satarak geçimini sağladı.
Tom is left-handed, but he writes with his right hand.
- Tom solaktır, ancak sağ eliyle yazar.
Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand.
- Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti, sonra sağ eliyle ona tokat attı.
I have a right wing neighbor.
- Sağ görüşlü bir komşum var.
Tom used to sit on my right in science class.
- Tom fen sınıfımda sağ tarafımda otururdu.
He turned to the right instead of turning to the left.
- O, sola dönme yerine sağa döndü.
You're young. You have your whole life ahead of you.
- Sen gençsin. Senin önünde sağlıklı bir hayat var.
All people shall have the right to maintain the minimum standards of wholesome and cultured living.
- Tüm insanlar sağlıklı ve kültürlü yaşam minimum standartlarını koruma hakkına sahip olacaktır.