This food is unhealthy.
- Bu yiyecek sağlıksız.
I think it's unhealthy to eat more than 20 oranges a day.
- Günde 20 portakaldan daha fazla yemenin sağlıksız olduğunu düşünüyorum.
I felt bad, so I was admitted into the hospital. However, it turned out that there was nothing really wrong with me.
- Kötü hissediyordum, bu yüzden hastaneye kabul edildim. Fakat bende gerçekten sağlıksız bir şey olmadığı anlaşıldı.
You probably smoke drugs. It makes you poorer.
- Muhtemelen uyuşturucu kullanıyorsunuz. Bu sizi daha sağlıksız yapar.
I felt bad, so I was admitted into the hospital. However, it turned out that there was nothing really wrong with me.
- Kötü hissediyordum, bu yüzden hastaneye kabul edildim. Fakat bende gerçekten sağlıksız bir şey olmadığı anlaşıldı.
Is eating fish as healthy now as it used to be?
- Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
Health workers aid people in need.
- Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
Sanitary conditions in the refugee camps were terrible.
- Mülteci kamplarındaki sağlık koşulları çok kötüydü.
Is eating healthy more costly?
- Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?
Is eating healthy more expensive?
- Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?
I doubt that Tom had to sell his car in order to raise money for medical expenses.
- Tom'un sağlık giderlerini karşılamak için arabasını satmak zorunda kaldığından şüpheliyim.
It would be unethical for me to tell you about Tom's medical problems.
- Tom'un sağlık problemlerini sana anlatmak etik olmazdı.
Some healthcare workers spend more time doing paperwork than taking care of patients.
- Bazı sağlık çalışanları hastalara bakmak yerine evrak işleri yaparak daha çok zaman geçirmektedirler.