sağduyulu

listen to the pronunciation of sağduyulu
Türkçe - İngilizce
{s} discreet

Tom is being quite discreet, isn't he? - Tom oldukça sağduyulu oluyor, değil mi?

Tom is very discreet. - Tom çok sağduyuludur.

{s} prudent
quick eyed
common sensical
longheaded
right minded
farsighted
forethoughtful
level-headed
fair-minded
having common sense
prudential
farseeing
(someone) who has common sense, commonsensical
businesslike
commonsensical
fairminded
fair minded
levelheaded
level headed
sağduyu
common sense

In other words, you should doubt common sense. - Başka bir deyişle, sağduyudan şüphe etmelisin.

Tom thinks Mary lacks common sense. - Tom Mary'nin sağduyudan yoksun olduğunu düşünüyor.

sağduyulu kimse
a man of sense
sağduyulu olma
discretion
sağduyu
{i} discretion

Discretion is a rare and important virtue. - Sağduyu nadir ve önemli bir erdemdir.

sağduyu
{i} sense

Tom thinks Mary lacks common sense. - Tom Mary'nin sağduyudan yoksun olduğunu düşünüyor.

Didn't they teach you common sense as well as typing at the school where you studied? - Eğitim yaptığın okulda yazı yazmanın yanı sıra sağduyuyu öğretmediler mi?

sağduyu
lucidity
sağduyu
{i} judgement

He has good judgement for his age. - Yaşına göre iyi bir sağduyusu var.

sağduyu
{i} prudence

I appreciate your prudence. - Senin sağduyunu takdir ediyorum.

Prudence is never too much. - Sağduyu asla çok fazla değildir.

sağduyu
plain good sense
sağduyu
conventional wisdom
sağduyu
lucid
sağduyu
reason
sağduyu
horse sense
sağduyu
commonsense
sağduyu
lucidness
sağduyu
discretion of
sağduyu
foresight
sağduyu
mother wit
sağduyu
judgment
sağduyu
nous
sağduyu
good sense
sağduyu
judgement [Brit.]
sağduyu
common sense, reason
sağduyu
forethought
sağduyu
farsightedness
sağduyu
prudent
Türkçe - Türkçe
Sağduyusu olan
Sağduyu
aklıselim
Sağduyu
hissiselim
sağduyu
Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, aklıselim, hissiselim: "Bu halk çocuğunun, sağduyusu, temiz bir yüreği, yiğitliği ve hepsiyle beraber saflığı vardır."- F. R. Atay
sağduyu
Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, aklıselim, hissiselim
sağduyu
Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü
sağduyulu