sağduyu

listen to the pronunciation of sağduyu
Türkçe - İngilizce
common sense

In other words, you should doubt common sense. - Diğer bir deyişle, sağduyudan şüphelenmelisin.

Didn't they teach you common sense as well as typing at the school where you studied? - Eğitim yaptığın okulda yazı yazmanın yanı sıra sağduyuyu öğretmediler mi?

sense

In other words, you should doubt common sense. - Başka bir deyişle, sağduyudan şüphe etmelisin.

In other words, you should doubt common sense. - Diğer bir deyişle, sağduyudan şüphelenmelisin.

lucidity
horse sense
foresight
prudence

I appreciate your prudence. - Senin sağduyunu takdir ediyorum.

Prudence is never too much. - Sağduyu asla çok fazla değildir.

mother wit
judgment
nous
good sense
lucidness
judgement [Brit.]
common sense, reason
forethought
reason
farsightedness
{i} discretion

Discretion is a rare and important virtue. - Sağduyu nadir ve önemli bir erdemdir.

{i} judgement

He has good judgement for his age. - Yaşına göre iyi bir sağduyusu var.

plain good sense
conventional wisdom
lucid
commonsense
discretion of
prudent
Türkçe - Türkçe
Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, aklıselim, hissiselim: "Bu halk çocuğunun, sağduyusu, temiz bir yüreği, yiğitliği ve hepsiyle beraber saflığı vardır."- F. R. Atay
Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği, aklıselim, hissiselim
Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü
aklıselim
hissiselim
sağduyu