Did the error occur right from the start or later on? - When?
- Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
I order you to turn right.
- Sana sağa dönmeni emrediyorum
Is the snake alive or dead?
- Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
I can't help thinking my father is still alive.
- Babamın hâlâ sağ olduğunu düşünmeden edemiyorum.
Tom drives a truck for a living.
- Tom geçimini sağlamak için bir kamyon sürmektedir.
What does Tom do for a living?
- Tom geçimini neyle sağlar?
Tom is left-handed, but he writes with his right hand.
- Tom solaktır, ancak sağ eliyle yazar.
Tom caught the ball with his right hand.
- Tom topu sağ eli ile yakaladı.
I have a right wing neighbor.
- Sağ görüşlü bir komşum var.
I took the right fork of the road.
- Yolun sağ çatalına gittim.
The rightmost lane is now under construction.
- En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.
The air by the sea is pure and healthy.
- Deniz havası saf ve sağlıklıdır.
Sami fired right into Layla's head.
- Sami, Leyla'nın kafasının sağına doğru ateş etti.
Tom used to sit on my right in science class.
- Tom fen sınıfımda sağ tarafımda otururdu.
It took me a whole year to recover my health.
- Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı.
I don't think it's very healthy to cut out whole groups of foods like fats.
- Yağlar gibi komple bir yiyecek grubunu kesmeyi çok sağlıklı bulmuyorum.
We're all back safe and sound.
- Hepimiz sağ salim geri döndük.
To our great relief, she returned home safe and sound.
- Çok rahatladık, o, eve sağ salim döndü.
All the hostages were released unharmed.
- Tüm rehineler sağ salim serbest bırakıldı.
Tom survived unharmed.
- Tom sağ salim kurtuldu.
I'll get Tom home safely.
- Tom'u sağ salim eve götüreceğim.
Did you arrive home safely?
- Sağ salim eve vardın mı?
Tom caught the ball with his right hand.
- Tom topu sağ eli ile yakaladı.
Raise your right hand.
- Sağ elinizi kaldırın.
Five hundred soldiers were sent to the city, with less than half of them surviving.
- Onların yarısından daha az sağ kalanı ile beş yüz asker şehre gönderildi.
Taro is on the right side of his mother.
- Taro, annesinin sağ tarafında.
People who are not in a hurry stand on the right side of the escalator.
- Acelesi olmayan insanlar yürüyen merdivenin sağ tarafında durur.
In America cars drive on the right side of the road.
- Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.
If you turn to the left, you will find the church on your right.
- Sola dönerseniz, kiliseyi sağ tarafınızda bulursunuz.
His salary enables him to live in comfort.
- Maaşı onun konfor içinde yaşamasını sağlar.
The property left him by his father enables him to live in comfort.
- Babası tarafından ona bırakılan servet onun rahat bir şekilde yaşamasını sağlar.
A true democracy allows free speech.
- Gerçek demokrasi ücretsiz konuşma sağlar.
The Eurail pass allows for unlimited travel inside Europe.
- Eurail geçişi, Avrupa'da sınırsız seyahat imkanı sağlar.