sağın

listen to the pronunciation of sağın
Türkçe - İngilizce
correct
exact
sağ
right

I order you to turn right. - Sana sağa dönmeni emrediyorum

Did the error occur right from the start or later on? - When? - Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?

sağ
alive

Is the snake alive or dead? - Yılan sağ mı yoksa ölü mü?

I can't help thinking my father is still alive. - Babamın hâlâ sağ olduğunu düşünmeden edemiyorum.

sağın bilimler
the exact sciences
sağ
abate
sağ
(Otomotiv) direction indicator
sağ
(Politika, Siyaset) the right

In America cars drive on the right side of the road. - Amerika'da arabalar yolun sağ tarafını kullanırlar.

I took the right fork of the road. - Yolun sağ çatalına gittim.

sağ
pure

The air by the sea is pure and healthy. - Deniz havası saf ve sağlıklıdır.

sağ
living

Tom drives a truck for a living. - Tom geçimini sağlamak için bir kamyon sürmektedir.

What does Tom do for a living? - Tom geçimini neyle sağlar?

sağ
able-bodied
sağ
dexter
sağ
right, (someone, something) who/which is on the right-hand side, dexter
sağ
right, the right-hand side
sağ
right hand

Tom blocked Mary's punch, then slapped her with his right hand. - Tom Mary'nin yumruğunu bloke etti, sonra sağ eliyle ona tokat attı.

Tom caught the ball with his right hand. - Tom topu sağ eli ile yakaladı.

sağ
alive; sound, healthy; unadulterated, unmixed, pure katkısız
sağ
right wing

I have a right wing neighbor. - Sağ görüşlü bir komşum var.

sağ
offside
sağ
right in

Sami fired right into Layla's head. - Sami, Leyla'nın kafasının sağına doğru ateş etti.

He turned to the right instead of turning to the left. - O, sola dönme yerine sağa döndü.

sağ
pol. rightist, right-wing
sağ
pol. right wing
sağ
hoof
sağ
whole

It took me a whole year to recover my health. - Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı.

She prepares wholesome meals for her family. - Ailesi için sağlıklı yemekler hazırlar.

sağın