He had dark brown hair.
- Koyu kahverengi saçları vardı.
The girl has golden hair.
- Kızın altın saçı var.
Tom's hair is disheveled.
- Tom'un saçı darmadağınık.
It's almost as absurd as building a nuclear reactor inside a castle.
- Bu neredeyse bir kale içine nükleer reaktör inşa etmek kadar saçma.
The farmer scattered the wheat seeds in the field.
- Çiftçi buğday tohumlarını tarlada saçtı.
The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
- Aç kedi çöpü mutfağın her yerine saçtı.