sız

listen to the pronunciation of sız
Türkçe - İngilizce
(Havacılık) free from
bereft
without

I just snuck in Tom's back door without him noticing. - O farkında olmadan Tom'un arka kapısında sızdım.

Mary accepted everything without complaining. - Mary sızlanmaksızın her şeyi kabul etti.

devoid of
with no
in
void of
ex
wanting
sine
innocent of
exude
{f} ooze

Green slime oozed out the pipe. - Borudan yeşil balçık sızdı.

seep

If your windows are not airtight, moisture will seep in. - Pencereleriniz hava geçirmez değilse nem içeri sızar.

The cold seeped into her bones. - Soğuk onun kemiklerine sızdı.

{f} seeping
{f} leak

There's a leak in the roof. - Çatıda bir sızıntı var.

Tom fixed the leaky faucet. - Tom sızdıran musluğu tamir etti.

-sız
un-
-sız
non-
-sız
ex
-sız
free from
-sız
void of
-sız
without
-sız
out of
allah'sız
impious
allah'sız
ungodly
allah'sız
atheistic
allah'sız
godless