My sister married her high school classmate.
- Kız kardeşim lise sınıf arkadaşıyla evlendi.
I ran into an old classmate of mine on my way to the station.
- İstasyona giderken eski bir sınıf arkadaşıma rastladım.
What surprised me most when I first entered college was how few of my classmates knew how to study efficiently.
- Üniversiteye ilk girdiğimde beni en çok şaşırtan şey sınıf arkadaşlarımdan çok azının verimli çalışmayı nasıl bildikleriydi.
Tom and his classmates are going to an art museum tomorrow afternoon.
- Tom ve sınıf arkadaşları yarın öğleden sonra bir sanat müzesine gidecek.