The weather was hot. And pretty humid.
- Hava sıcaktı. Ve hava oldukça nemliydi.
This is hot, not cold.
- Bu soğuk değil, sıcak.
These flowers grow in warm countries.
- Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
I can remember the warmth of his hands.
- Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
It was very sultry that night.
- O gece hava çok sıcak ve nemliydi.
Tom says he can't put up with the heat any longer.
- Tom sıcaklığa daha fazla katlanamayacağını söylüyor.
Tom passed out from the heat.
- Tom sıcaktan bayıldı.
It will get warmer soon.
- Yakında hava daha sıcak olacak.
It has become much warmer.
- Hava çok daha sıcak oldu.
Reindeer are friendly animals.
- Ren geyikleri sıcak hayvanlardır.
Tom is friendly to everyone.
- Tom herkese karşı sıcak.
It was so hot in Australia yesterday that Tom managed to fry an egg on a shovel.
- Dün Avustralya'da hava o kadar sıcaktı ki Tom küreğin üstünde bir yumurta kızartmayı başardı.
There's nothing like a good hot bath.
- İyi ve sıcak bir banyo yapmak gibisi yok.
The hot bath relaxed her.
- Sıcak bir banyo, onu rahatlattı.