How did you fit a briefcase into your pocket?! the woman asked, stunned.
- Şaşırmış bir şekilde Nasıl olur da cebinin içine çantayı sığdırdın?! diye sordu kadın.
Tom was able to fit everything he owned into one suitcase.
- Tom'un bir bavul içine sahip olduğu her şeyi sığdırması mümkün oldu.
The river was shallow at that point.
- Nehir o noktada sığdı.
After killing Tom, Mary buried him in a shallow grave.
- Tom'u öldürdükten sonra, Mary onu sığ bir mezara gömdü.
You're just so superficial and shallow.
- Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.