sütunlar

listen to the pronunciation of sütunlar
Türkçe - İngilizce
the pillars
columns

I always read his columns with interest. - Ben her zaman onun sütunlarını ilgi ile okudum.

sütun
column

The article had three columns. - Makalenin üç sütunu vardı.

The libelous column can still be read on the website of the previously mentioned newspaper. - İftira niteliğindeki sütun hâlâ önceden bahsedilen gazetenin internet sitesinde okunabilir.

sütun
pillar

Fadil and Layla were pillars of their church. - Fadıl ve Leyla kiliselerinin sütunlarıydı.

sütunlar arası makale başlığı
crosshead
sütunlar arası makale başlığı
crossheading
sütunlar dizisi
peristyle
sütunlar/tablo
(Bilgisayar) columns/table
sütun
{i} post

He bumped his head against a post. - Başını bir sütuna çarptı.

sütun
{i} pylon
sütun
pier
sütun
columnar
esnek sütunlar
(Bilgisayar) springy columns
geçerli sütunlar
(Bilgisayar) current columns
sütun
scape
sütun
stilt
sütun
column, pillar
sütun
column (of writing, as in a newspaper)
sütun
shaft
sütun
column; pillar; post, prop
sıra sütunlar arch
colonnade
tablo sütunlar
(Bilgisayar) table columns
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) AMED
SÜTUN
(Osmanlı Dönemi) Gazete veya kitap sahifelerinde yukarıdan aşağıya olan bölünmüş kısımlardan herbiri. Kolon
SÜTUN
(Osmanlı Dönemi) f. Direk, amud, rükün. Silindir biçiminde destek
Sütun
kolon
Sütun
direk
sütun
Oldukça yükseğe çıkan ve silindire benzeyen şey
sütun
Gazete, dergi veya kitap gibi yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon: "Böyle misaller sayıp dökmek gerekse, satırlar değil, sütunlar dolar."- R. E. Ünaydın
sütun
Herhangi bir maddeden yapılan, üstünde sütun başlığı denilen çıkıntılı bir bölüm olan, genellikle bir altlığa, bazen doğrudan doğruya yere dayalı silindir biçiminde düşey destek, kolon: "Terasanın mermer sütunlarından birine dayanmış, sessiz sedasız bana baktığını görüyorum."- R. N. Güntekin
sütun
Alt alta sıralanmış şeyler dizisi
sütun
Gazete, dergi veya kitap gibi yazılı şeylerde, sayfanın yukarıdan aşağıya doğru ayrılmış olduğu dar bölümlerden her biri, kolon
sütun
Mermerden, yekpare, taşıyıcı mimari öğe
sütun
Bir tablo veya grafikte düşey durumdaki yüzey
sütunlar