sürtme

listen to the pronunciation of sürtme
Türkçe - İngilizce
rub
rubbing
scrape
slang a way of throwing dice
rubbing (one thing) against (another)
rubbing, friction; wandering, loitering
frictional
friction
wandering
sürtmek
rub
sürtme ağı
trawl, trawlnet
sürtme sesi
scrape
sürtmek
roam
sürtmek
wander idly
sürtmek
knock about
sürtmek
grinding
sürtmek
wander
sürtmek
rub with the hand
sürtmek
sweep
sürtmek
loaf
sürt
{f} rub

Tires wear down because of friction between the rubber and the road surface. - Lastikler lastik ve yol yüzeyi arasındaki sürtünme nedeniyle yıpranır.

Tom's cat rubbed against Mary's leg. - Tom'un kedisi, Mary'nin ayağına sürtündü.

sürtmek
scuff
sürtmek
consort
sürtmek
hang about
sürtmek
kick around
sürtmek
hang around
sürtmek
scrape
sürtmek
gall
sürtmek
tramp
sürtmek
chafe
sürtmek
horse around
sürtmek
to wander about aimlessly. Sürt Allah sürt! (Konuşma Dili) So you just wander around with nothing to do but kill time!
sürtmek
gad
sürtmek
muck about
sürtmek
to rub (sth against sth); to rub with the hand; to loaf, to wander, to roam, to loiter (about/around), to hang about/around, to gad about/around
sürtmek
gad about
sürtmek
to rub (one thing) against (another) hard
sürtmek
range
sürtmek
loiter
sürtmek
hang out
Türkçe - Türkçe
Sürtmek işi
sürtme ağı
Açık denizlerde iki gemiyle sürüklenerek kullanılan, iki kollu ve geniş torbalı balık ağı
sürtmek
Başıboş dolaşmak, yararsız dolaşmak
sürtmek
Dokundurmak
sürtmek
Başıboş dolaşmak, yararsız dolaşmak: "Çocukçağız birkaç gün sokaklarda sürtmüş."- S. F. Abasıyanık
sürtmek
Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek: "Cemal ellerini hızlı hızlı birbirine sürttü."- S. F. Abasıyanık
sürtmek
Bir şeyi bastırarak diğer bir şeyin üzerinden geçirmek
sürtme