I wanted to resume my normal life.
- Normal hayatımı sürdürmek istedim.
To maintain a friendship, there must be mutual affection.
- Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olması gerekir.
To maintain a friendship, there must be mutual affection.
- Bir arkadaşlığı sürdürmek için, karşılıklı sevgi olmalı.
I wanted to resume my normal life.
- Normal hayatımı sürdürmek istedim.
I want to continue to help women.
- Kadınlara yardımcı olmayı sürdürmek istiyorum.
Do you intend to pursue your education?
- Eğitimini sürdürmek istiyor musun?
After the hatchet job my boss did on my proposal, I'm not sure how long I want to keep on working here.
- Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
We intend to persist.
- Biz sürdürmek istiyoruz.
He had to lead a miserable life for many years.
- O yıllarca sefil bir hayat sürdürmek zorunda kaldı.
It is difficult to keep up a conversation with someone who only says yes and no.
- Sadece evet ve hayır diyen biriyle bir konuşmayı sürdürmek zor.
You have to keep doing that for another three hours.
- Üç saat daha onu yapmayı sürdürmek zorundasın.
I had to keep moving.
- Hareket etmeyi sürdürmek zorunda kaldım.
Tom drove Mary's car to Boston.
- Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.
Ambition drove him to murder.
- Hırs onu cinayete sürükledi.
Most of the exiles were killed or captured.
- Sürgünlerin çoğu öldürüldü veya esir alındı .
He was exiled from his own country.
- Kendi ülkesinden sürgün edildi.
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
The rain lasted five days.
- Yağmur beş gün sürdü.
My little son can drive a car.
- Küçük oğlum araba sürebiliyor.
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
They had driven wagons.
- Vagonları onlar sürmüştü.
Have you ever driven a sports car?
- Hiç spor araba sürdün mü?
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
Napoleon was banished to Elba in 1814.
- Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.
Tom was banished from the town.
- Tom kasabadan sürüldü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.