The cat crept toward the bird.
- Kedi kuşa doğru süründü.
The baby crept into the room.
- Bebek, sürünerek odaya girdi.
Hey, it's about time you quit it with the panty jokes. You'll put off the readers, you creeper!
- Hey, külotlu şakalardan vazgeçmenin zamanı geldi.Okuyucuları soğutacaksın,seni sürüngen.
I felt something crawling on my back.
- Sırtımda bir şeyin süründüğünü hissettim.
The baby crawled on hands and knees.
- Bebek ellerinin ve dizlerinin üstünde süründü.
Ambition drove him to murder.
- Hırs onu cinayete sürükledi.
Tom got into the driver's seat and drove off.
- Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
Santa Ana was living in exile in Cuba.
- Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.
Napoleon was exiled to St. Helena.
- Napolyon, St. Helena'ya sürüldü.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
The rain lasted five days.
- Yağmur beş gün sürdü.
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
My little son can drive a car.
- Küçük oğlum araba sürebiliyor.
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
Tom shouldn't have driven Mary's car.
- Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.
Have you ever driven a sports car?
- Hiç spor araba sürdün mü?
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
We banished him from the country.
- Biz onu ülkeden sürdük.
Napoleon was banished to Elba in 1814.
- Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.