The cat crept toward the bird.
- Kedi kuşa doğru süründü.
The cat crept under the hedge.
- Kedi çitin altında süründü.
Hey, it's about time you quit it with the panty jokes. You'll put off the readers, you creeper!
- Hey, külotlu şakalardan vazgeçmenin zamanı geldi.Okuyucuları soğutacaksın,seni sürüngen.
The baby crawled on hands and knees.
- Bebek ellerinin ve dizlerinin üstünde süründü.
As soon as Jim got home, he crawled into bed.
- Jim eve varır varmaz, o, sürünerek yatağa gitti.
Ambition drove him to murder.
- Hırs onu cinayete sürükledi.
Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit.
- Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü.
He was exiled from his own country.
- Kendi ülkesinden sürgün edildi.
Santa Ana was living in exile in Cuba.
- Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.
The rain lasted a week.
- Yağmur bir hafta sürdü.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
Do you know how to drive?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
Have you ever driven a sports car?
- Hiç spor araba sürdün mü?
You'd better not have driven my car.
- Keşke arabamı sürmeseydin.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
Napoleon was banished to Elba in 1814.
- Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.
The ruler was overthrown and banished from the country.
- Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.