sürüş

listen to the pronunciation of sürüş
Türkçe - İngilizce
driving

The width of the road is insufficient for safe driving. - Yolun genişliği güvenli sürüş için yetersiz.

Mileage varies with driving conditions. - Kilometre performansı sürüş koşullarına göre değişir.

of ride
normal sürüş
(Otomotiv) normal driving
sür
{f} drove

Ambition drove him to murder. - Hırs onu cinayete sürükledi.

He drove the truck to Dallas. - O, kamyonu Dallas'a sürdü.

sür
{f} exile

He was exiled from his country. - O, ülkesinden sürgün edildi.

He was exiled from his own country. - Kendi ülkesinden sürgün edildi.

sür
{f} smeared
sür
{f} tilled
sür
{f} last

The rain lasted a week. - Yağmur bir hafta sürdü.

I had my driver's license renewed last month. - Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.

sür
impel
sür
{f} drive

You'll be able to drive a car in a few days. - Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.

Do you know how to drive a car? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

sür
{f} lasting

The war lasting for years impoverished the country. - Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

sür
driven

Have you ever driven a sports car? - Hiç spor araba sürdün mü?

You'd better not have driven my car. - Keşke arabamı sürmeseydin.

sür
deport

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
banish

The ruler was overthrown and banished from the country. - Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.

Tom was banished from the town. - Tom kasabadan sürüldü.

sür
deported

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
expatriate
sür
{f} smear
vites boşta sürüş
(Otomotiv) neutral driving
Türkçe - Türkçe
Sürme işi veya biçimi
Sürmek işi veya biçimi
Sür
(Osmanlı Dönemi) REM
Sür
(Osmanlı Dönemi) GELE
sürüş