süpürülmek

listen to the pronunciation of süpürülmek
Türkçe - İngilizce
to be swept
süpür
(Bilgisayar) wipe

I wiped the dirt off my pants. - Ben pantolonumdaki kiri süpürdüm.

süpürülme
(İnşaat) broom finish
süpür
{f} whisk
süpür
sweep up

We need to sweep up the dust. - Tozu süpürmemiz gerekir.

süpür
{f} swept

Tom swept every room in the house. - Tom evdeki her odayı süpürdü.

She ordered the room to be swept. - Odanın süpürülmesini buyurdu.

süpür
{f} sweeping

Tom resumed sweeping the floor. - Tom yeri süpürmeye devam etti.

Sweeping the room is my daughter's job. - Odayı süpürmek kızımın işidir.

süpür
{f} sweep

Not only did I forget to close the window, but I also forgot to sweep. - Sadece pencereyi kapatmayı değil aynı zamanda süpürmeyi de unuttum.

A banking scandal is sweeping across Capitol Hill. - Bir bankacılık skandalı Capitol Hill'i baştan başa süpürüyor.

süpür
sweep#up
süpür
sweepup
Türkçe - Türkçe
Süpürmek işi yapılmak
süpürülme
Süpürülmek işi veya durumu
süpürülmek