söylemiyorsun

listen to the pronunciation of söylemiyorsun
Türkçe - İngilizce
you don't say
really?; no kidding!; is that so?

Hey, guess what? There's a country called Brazil! You don't say..

söyle
{f} said

It doesn't matter what he said. - Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.

What he said is true. - Onun söylediği doğru.

söyle
spit it out !
söyle
told

My father told me not to read a book in my bed. - Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.

Don't forget what I told you. - Sana söylediklerimi unutma.

söyle
told to
söyle
say

An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what? - İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?

Say it in another way. - Onu başka bir şekilde söyle.

söyle
confide

Tom said I looked confident. - Tom kendimden emin göründüğümü söyledi.

I told you that in confidence, so why did you tell Jane about it? - Onu sana sır olarak söyledim, öyleyse niçin Jane'e ondan bahsettin?

söyle
tell

Tell me which of the two cameras is the better one. - İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.

Could you please tell me why you love her? - Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?

söyle
{f} saying

He began by saying that he would not speak very long. - O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.

What you are saying does not make sense. - Söylediğinin anlamı yok.

söyle
dictate
söyle
mouth

He opened his mouth as if to speak, but didn't say anything. - Konuşacakmış gibi ağzını açtı ama hiçbir şey söylemedi.

Tom opened his mouth to say something, but Mary interrupted him. - Tom bir şey söylemek için ağzını açtı ama Mary sözünü kesti.

söyle
apprise
söyle
told#to
söyle
spit it out
söyle
toldto
söylemiyorsun