söylüyor

listen to the pronunciation of söylüyor
Türkçe - İngilizce
tells

Something tells me that she's up to no good. - Bir şey bana onun şeytanlık düşündüğünü söylüyor.

Something tells me I should say no. - Bir şey bana hayır demem gerektiğini söylüyor.

says

She says that she's never seen hedgehogs with ears. - O, kulakları olan kirpileri asla görmediğini söylüyor.

She says she has no intention of having a baby until she's in her thirties. - Otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor.

söyle
{f} said

It doesn't matter what he said. - Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.

What he said is true. - Onun söylediği doğru.

söyle
spit it out !
söyle
told

She told me that she had bought a CD. - Bana bir CD aldığını söyledi.

Don't forget what I told you. - Sana söylediklerimi unutma.

söyle
told to
söyle
say

Please say it in English. - Lütfen onu İngilizce olarak söyle.

An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what? - İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?

söyle
confide

This is confidential, I can only tell him personally. - Bu gizli, sadece ona kişisel olarak söyleyebilirim.

I'm confident that Tom will do what he says he'll do. - Tom'un yapacağını söylediği şeyi yapacağına eminim.

söyle
tell

Can you please tell me what time the train leaves? - Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?

Tell me which of the two cameras is the better one. - İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.

söyle
{f} saying

He began by saying that he would not speak very long. - O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.

It goes without saying that honesty is the key to success. - Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer

söyle
dictate
böyle söylüyor
it goes like this
söyle
mouth

Tom told his son not to speak with his mouth full. - Tom oğluna ağzı doluyken konuşmamasını söyledi.

If you don't have anything nice to say, keep your mouth shut. - Söyleyecek güzel bir şeyin yoksa ağzını kapalı tut.

söyle
apprise
söyle
told#to
söyle
spit it out
söyle
toldto
söylüyor