Yaklaşık iki hafta içinde.
- In ungefähr zwei Wochen.
Bu hafta sonu bir araba almak zorundayım.
- Ich muss dieses Wochenende ein Auto kaufen.
İşçilere iki haftada bir ödeme yapılır.
- The employees are paid biweekly.
Bu program, iki haftada bir yayınlanır.
- This program is broadcast biweekly.
You'd be surprised what you can learn in a week.
- Du wärst überrascht, was man in einer Woche lernen kann.
I started learning Chinese last week.
- Ich habe letzte Woche begonnen, Chinesisch zu lernen.