zusagen

listen to the pronunciation of zusagen
Немецкий Язык - Турецкий язык
n {'tsu: za: gı} e söz, vaat; onay, tasvip
söz vermek, vaat etmek; icabet etmek
(Gramer) söz vermek, beğenmek(DATİVOBJEKT alır)
taahhüd
Английский Язык - Турецкий язык

Определение zusagen в Английский Язык Турецкий язык словарь

promise
{f} söz vermek

Sen bana yalnızca bir şey için söz vermek zorundasın. - You just have to promise me one thing.

Söz vermek bir şeydir, ve diğeri yerine getirmektir. - It is one thing to promise, and another to perform.

promise
{i} umut verici şey
promise
ant içmek
promise
-eceğe benzemek
promise
ikrar vermek
promise
vaatte bulunmak
promise
vadetmek
promise
belirtisi olmak
promise
söz ver

Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi. - She promised to meet her at the coffee shop.

O,yakında geri gelmek için bana söz verdi. - He gave me a promise to come back soon.

promise
göstermek

Tom onu nasıl yaptığını bana göstermek için söz verdi. - Tom promised to show me how to do it.

promise
vaadetmek
promise
{f} 1. söz vermek, vaat etmek, vadetmek: Promise me you'll come! Geleceğine söz ver! You promised to do
promise
özellikle evlenme vaadini tutmayış
promise
ümit verici şey
promise
(fiil) söz vermek, vâât etmek, temin etmek, umut vermek, umutlu olmak, benzemek ( ceğe)
promise
{f} umut vermek
promise
{f} umutlu olmak
promise
(isim) söz, vâât, umut, umut verici şey