Müzik dinlemek çok eğlenceli.
- It is a lot of fun to listen to music.
Sesi dinlemek için hoş.
- Her voice is pleasant to listen to.
Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.
- Listen! They're playing my favorite music.
Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.
- I listened, but I didn't hear anything.
Baylar bayanlar, görüşüme kulak vermenizi istiyorum.
- Ladies and gentlemen, I would like you to listen to my opinion.
O, öğretmene hiç kulak vermez.
- He never listens to the teacher.
Radyo dinlemek ister misin?
- Do you want to listen to the radio?
Radyo dinlemek hoşuma gidiyor.
- I like listening to the radio.
Çocuklar masal dinlemeyi sever.
- The children love listening to stories.
Konuştum ama hiç kimse beni dinlemedi.
- I did speak, but no one listened to me.
Will you listen to me for a few minutes?
- Wollen Sie mir ein paar Minuten zuhören?
If you would talk less and listen more, you might learn something.
- Wenn du weniger reden und mehr zuhören würdest, würdest du wahrscheinlich etwas lernen.
I like to listen to music.