He looks forward to having 200 visitors.
- O, 200 ziyaretçinin gelmesini bekliyor.
I had no visitors today.
- Bugün hiç ziyaretçim yoktu.
Visitors to that town increase in number year by year.
- Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.
I haven't visited the headquarters of Twitter.
- Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.
Sami arrived for his visitation day.
- Sami ziyaret günü için geldi.
While she was staying in Japan, she often visited Kyoto.
- O, Japonya'da kalıyorken sık sık Kyoto'yu ziyaret etti.
During his stay in London, he is going to visit his cousin.
- Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
The new museum is worth visiting.
- Yeni müze ziyaret etmeye değer.
I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
- Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.
Tom brings us gifts whenever he visits.
- Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.
Lucy sometimes visits May.
- Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
We had unexpected visitors.
- Beklenmedik ziyaretçilerimiz vardı.
Visitors may not feed the animals.
- Ziyaretçiler hayvanları besleyemez.
We must avoid calling on others without an appointment.
- Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.
I call on him sometimes.
- Ben bazen onu ziyaret ederim.