ziyaretçi

listen to the pronunciation of ziyaretçi
Турецкий язык - Английский Язык
{i} visitor

Tom and Mary are expecting visitors this evening. - Tom ve Mary bu akşam ziyaretçi bekliyorlar.

I had no visitors today. - Bugün hiç ziyaretçim yoktu.

caller
pilgrim
visitant
visitor; caller
visiter
ziyaret
visit

Visitors to that town increase in number year by year. - Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.

I really look forward to your visit in the near future. - Yakın bir gelecekteki senin ziyaretini gerçekten dört gözle bekliyorum.

ziyaret
visitation

Sami arrived for his visitation day. - Sami ziyaret günü için geldi.

ziyaretçi defteri
Visitor's book, visiting book, guest book
ziyaretçi akını
inflow of visitors
ziyaretçi akını
influx of visitors
ziyaretçi defteri
visiting book
ziyaretçi defteri
visitor's book
ziyaretçi defteri
guest book
ziyaret
{i} stay

She visits him quite often, but never stays very long. - O, sık sık onu ziyaret eder, ancak asla uzun kalmaz.

Tom stayed at a cheap hotel when he visited Boston. - Tom Boston'u ziyaret ettiğinde ucuz bir otelde kaldı.

ziyaret
visiting

I remember Fred visiting Kyoto with his mother. - Fred'in annesiyle birlikte Kyoto'u ziyaret edişini hatırlıyorum.

I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday. - Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.

ziyaret
(Bilgisayar) visits

She visits us every other day. - O, gün aşırı bizi ziyaret eder.

Tom brings us gifts whenever he visits. - Tom her ne zaman ziyarete gelse bize hediyeler getirir.

ziyaretçiler
visitors

Visitors may not feed the animals. - Ziyaretçiler hayvanları besleyemez.

Visitors are welcome. - Ziyaretçiler bekleniyor.

ziyaret
call

May I call on you some day? - Ben, bir gün sizi ziyaret edebilir miyim?

We must avoid calling on others without an appointment. - Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.

Müşterek Ziyaretçi Bürosu
(Askeri) Joint Visitors Bureau
seçkin ziyaretçi
(Askeri) distinguished visitor
ziyaret
pilgrimage
ziyaret
visit; call
ziyaret
visit, call
ziyaret
circuit
Турецкий язык - Турецкий язык
Ziyaret eden, ziyarete giden kimse, görüşmeci
Ziyaret eden, ziyarete giden kimse, görüşmeci: "Hatırı sayılır ziyaretçilerine İstanbul'a ipekli kumaş götürmek izni verirdi."- F. R. Atay
Ziyaret
görüş
ZİYARET
(Osmanlı Dönemi) Görüşmeğe gitmek. Bir kimseyi görmeye varmak
ziyaret
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme: "Haftada iki gece ziyaretine giderdik."- H. F. Ozansoy
ziyaret
Birini görmeye, biriyle görüşmeye gitme, görüşme
ziyaretçi
Избранное