zivilrechtliches delikt

listen to the pronunciation of zivilrechtliches delikt
Английский Язык - Турецкий язык

Определение zivilrechtliches delikt в Английский Язык Турецкий язык словарь

wrong
yanlış

O bana hırsızlığın ne kadar yanlış bir şey olduğunu anlattı. - She told me how it was wrong to steal.

Zarfın üstüne yanlış adres yazdım. - I wrote the wrong address on the envelope.

wrong
{i} haksızlık

Bir insanı öyle kandırmak haksızlık. - It's wrong to trick people like that.

Bizi ona haksızlık etmekle suçladı. - He accused us of wronging him.

wrong
{i} yanlış yol

Tom yanlış yoldan gitti. - Tom went the wrong way.

Ülke yanlış yolda ilerliyor. - The country is headed on the wrong track.

wrong
(Askeri) HATALI; YANLIŞ: "Son yayınınız hatalıydı; bunun doğru şekli ---dır" anlamına gelen bir ön kelime
civil wrong
(Kanun) haksızlık
civil wrong
(Kanun) haksız muamele
civil wrong
(Kanun) haksız fiil
wrong
yalancı
wrong
sakıncalı
wrong
kötülük etmek
wrong
gerçeğe uymayan
wrong
haksızlık etmek

Bizi ona haksızlık etmekle suçladı. - He accused us of wronging him.

wrong
ters

Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir. - Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.

O kazağını ters yüz giydi. - He put on his sweater wrong side out.

wrong
ahlakdışı
wrong
{s} 1. yanlış, gerçeğe uymayan: He gave the wrong answer. Yanlış cevap verdi. We're on the wrong road. Yanlış yoldayız. We boarded the wrong
wrong
{s} uygunsuz
wrong
kusur

Onda fiziksel olarak hiçbir kusur yok. - There's nothing physically wrong with him.

Kusura bakmayın ama, anlattıklarınızın hiçbir önemi yok. - Don't take this the wrong way, but what you have related doesn't matter.

wrong
fena surette
wrong
{f} günahına girmek
wrong
zulüm
Немецкий Язык - Английский Язык
wrong
civil wrong
zivilrechtliches Delikt (Zivilrecht)
tort (civil law)
zivilrechtliches delikt
Избранное