zirve

listen to the pronunciation of zirve
Турецкий язык - Английский Язык
(Hukuk) summit

We finally got to the summit. - Sonunda zirveye vardık.

At last, we reached the summit. - Sonunda, zirveye ulaştık.

peak

The morning rush is at its peak now. - Sabah koşuşturmacası şimdi zirvede.

The mountain peak was covered with snow. - Dağın zirvesi karla kaplıydı.

culmination
zenith
high

Stocks hit a new high. - Hisse senetleri yeni bir zirve yaptı.

How high is Guadalupe Peak ? - Guadalupe Zirvesi ne kadar yüksek?

pinnacle

Is man really the pinnacle of Creation, or just a freak of nature? - İnsan gerçekten yaratılışın zirvesi midir yoksa sadece bir hilkat garibesi midir?

He's unstoppable right now but the question is how long he can remain at the pinnacle of his career. - O şu anda durdurulamaz fakat sorun onun kariyerinin zirvesinde ne kadar kalacağıdır.

summit, peak, acme, apex doruk
sum

At last, we reached the summit. - Sonunda, zirveye ulaştık.

Who first reached the summit of Mt. Everest? - Everest Dağı'nın zirvesine ilk olarak kim ulaştı?

white heat
eminence
apex
vertex
top

After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain. - Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.

You look on top of the world every morning. - Her sabah dünyanın zirvesinde görünüyorsun.

payoff
height

That is the height of foolishness. - Bu, aptallığın zirvesidir.

pink
climax
head

She has always been at the head of her class. - O her zaman sınıfının zirvesinde oldu.

crown
pike
cusp
meridian
acme

When he was at the acme of his career, a scandal brought about his downfall. - Kariyerinin zirvesindeyken, bir skandal onun çöküşüne neden oldu.

apogee
cap
high tide
high-level
extremity
apices
zirve (ile ilgili)
climactic
zirve diplomasisi
(Politika, Siyaset) summit diplomacy
zirve toplantısı
summit talk
zirve toplantısı
parley
zirve toplantısı
summit

The whole world is watching the summit conference. - Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor.

The summit conference made a contribution to the peace of the world. - Zirve toplantısı dünya barışına katkı yaptı.

zirve toplantısı
summit conference
zirve yapmak (fiyatlar)
peak
zirve konferansı
summit meeting
zirve politikası
summitry
zirve sonuç bildirisi
summit final declaration
zirve toplantısı
summit, summit talk, summit meeting
zirve toplantısı
summit meeting
zirve toplantısı
summit conferance
zirve yapmak
hit the top
dip-zirve testi
(Ticaret) bottom-up test
sıra zirve
(Meteoroloji) massif
volkanik zirve
cone
Турецкий язык - Турецкий язык
pik
Doruk, tepe
En üst aşama
ZİRVE
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin, hususan dağın en yüksek noktası, tepesi
zirve konferansı
Zirve toplantısının oluşturduğu konferans
zirve toplantısı
Doruk toplantısı
zirve
Избранное