zincirlenmiş

listen to the pronunciation of zincirlenmiş
Турецкий язык - Английский Язык
chained

Keep your dog chained up to the tree. - Köpeğinizi ağaca zincirlenmiş tutun.

fettered
zincirle
catenate
zincirle
{f} shackle

Let's shackle your feet with silver fetters. - Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.

Sami shackled Layla with a chain. - Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.

zincirle
{f} shackled

Sami shackled Layla with a chain. - Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.

zincirle
{f} chaining
zincirle
concatenate
zincirle
{f} chain

There was a chain-reaction crash during rush hour. - Yoğun trafikteki zincirleme bir kazaydı.

You had better chain up the dog so that he won't bite. - Isırmasın diye köpeği zincirlesen iyi olur.

zincirle
chained

The dog was chained to the post. - Köpek direğe zincirlendi.

I chained myself to one of the trees they were planning to cut down. - Kendimi kesmeyi planladıkları ağaçlardan birine zincirledim.

zincirle
enchain
zincirlenmiş
Избранное