Let's shackle your feet with silver fetters.
- Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.
Sami shackled Layla with a chain.
- Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.
Sami shackled Layla with a chain.
- Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.
You had better chain up the dog so that he won't bite.
- Isırmasın diye köpeği zincirlesen iyi olur.
There was a chain-reaction crash during rush hour.
- Yoğun trafikteki zincirleme bir kazaydı.
Tom chained himself to a tree.
- Tom kendini bir ağaca zincirledi.
I chained myself to one of the trees they were planning to cut down.
- Kendimi kesmeyi planladıkları ağaçlardan birine zincirledim.