Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

zincirlemek

listen to the pronunciation of zincirlemek
Турецкий язык - Английский Язык
catenate
concatenate
(deyim) chain up
chain

I want to chain myself to that tree. - Kendimi şu ağaca zincirlemek istiyorum.

to arrange (something) in a series
shackle
chaining
zincirleme
successive
zincirleme
(Ticaret) joint and several
zincirleme
chain

It started a chain reaction. - Zincirleme bir reaksiyon başladı.

I want to chain myself to that tree. - Kendimi şu ağaca zincirlemek istiyorum.

zincirleme
(Teknik,Televizyon) lap dissolve
zincirleme
sequence
zincirle
catenate
zincirle
{f} shackle

Sami shackled Layla with a chain. - Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.

Let's shackle your feet with silver fetters. - Gümüş prangalarla ayaklarını zincirleyelim.

zincirle
{f} shackled

Sami shackled Layla with a chain. - Sami, Leyla'ya zincirle bağladı.

zincirle
{f} chaining
zincirle
concatenate
zincirleme
chaining
zincirle
{f} chain

There was a chain-reaction crash during rush hour. - Yoğun trafikteki zincirleme bir kazaydı.

The dog was chained to the post. - Köpek direğe zincirlendi.

zincirle
chained

Tom chained himself to a tree. - Tom kendini bir ağaca zincirledi.

Keep your dog chained up to the tree. - Köpeğinizi ağaca zincirlenmiş tutun.

zincirle
enchain
zincirleme
(something's happening) like a chain reaction; (event's occurring) successively, one after the other
zincirleme
continuous
zincirleme
arranged in a series, arranged like the links of a chain; successive
zincirleme
continuous, successive, chain; chaining; lap dissolve
Турецкий язык - Турецкий язык
Zincirle bağlamak
Art arda, peş peşe gelmek
Zincirleme
müteselsil
Zincirleme
teselsül
zincirleme
Birbirini izleyen, art arda gelen, müteselsil, teselsül
zincirleme
Birbirini izleyen, art arda gelen, müteselsil, teselsül: "Zincirleme laflarla karşı tarafın ekmeğine kat kat yağ sürerler."- H. Taner
zincirleme
Zincirlemek işi veya durumu
zincirlemek
Избранное