All animals, except man, know that the principal business of life is to enjoy it.
- Bütün hayvanlar, insanın dışında, yaşamın asıl işinin ondan zevk almak olduğunu biliyor.
Every year, a hundred and fifty thousand tourists come to this island to enjoy the impressive scenery and the wonderful beaches.
- Her yıl, yüz elli bin turist etkileyici manzara ve harika plajlardan zevk almak için bu adaya gelir.
Spend money and enjoy life!
- Para harca ve hayattan zevk al!
Tom and Mary didn't enjoy walking in the rain.
- Tom ve Mary yağmurda yürümekten zevk almadı.
He took delight in talking with friends.
- O, arkadaşları ile konuşmaktan zevk aldı.