zayıflatma

listen to the pronunciation of zayıflatma
Турецкий язык - Английский Язык
impairment
debilitation
enervation
emasculation
attenuate
damping
{i} weakening
attenuation
invalidation
{i} debilitating
(Tıp) tabefaction
emaciation
zayıflatmak
weaken

The United States needed ten years of embargo in order to weaken Iraq. - Birleşik Devletlerin Irak'ı zayıflatmak için on yıllık bir ambargoya ihtiyacı vardı.

zayıflatmak
{f} reduce
zayıflatmak
impair
zayıflatmak
thin
zayıfla
{f} slim

I'm trying to slim down. - Zayıflamaya çalışıyorum.

If you want to be slim, follow this diet. - Zayıflamak istiyorsan, bu diyeti izle.

zayıflatmak
{f} fade
zayıflatmak
(deyim) cut the claws of
zayıflatmak
cutting edge
zayıflatmak
pull somebody down
zayıfla
become bony
zayıfla
slim down

The doctor wants Tom to slim down a little. - Doktor Tom'un biraz zayıflamasını istiyor.

I'm trying to slim down. - Zayıflamaya çalışıyorum.

zayıfla
{f} slimmed
zayıflatmak
prejudice
zayıflatmak
macerate
zayıflatmak
abate
zayıflatmak
attenuate
zayıflatmak
enervate
zayıflatmak
sap
zayıflatmak
waste
negatifi zayıflatma
reduction
zayıflatmak
debilitate
zayıflatmak
to cause (someone) to slim down, cause (someone) to lose weight
zayıflatmak
to pull sb down, to prejudice, to weaken, to debilitate, to impair
zayıflatmak
evirate
zayıflatmak
wear down
zayıflatmak
to cause (something) to get poor, cause (something) to go downhill, cause (something) to decline in quality
zayıflatmak
to make (a possibility) unlikely
zayıflatmak
impoverish
zayıflatmak
cripple
zayıflatmak
soften
zayıflatmak
thin of
zayıflatmak
emasculate
zayıflatmak
damp down
zayıflatmak
thin out
zayıflatmak
slim
zayıflatmak
wear away
zayıflatmak
thin down
zayıflatmak
emaciate
zayıflatmak
to cause (someone, an animal) to get thin or scrawny
zayıflatmak
unstring
zayıflatmak
unbrace
zayıflatmak
indispose
zayıflatmak
diminish
zayıflatmak
unfit
zayıflatmak
disable
Турецкий язык - Турецкий язык
Zayıflatmak işi veya durumu
Zayıflatmak
(Osmanlı Dönemi) TAD'İF
Zayıflatmak
(Osmanlı Dönemi) İ'CAF
Zayıflatmak
(Osmanlı Dönemi) TEFNİD
Zayıflatmak
(Osmanlı Dönemi) ŞEFŞEFE
Zayıflatmak
(Osmanlı Dönemi) TERA'BUZ
Zayıflatmak
eritmek
zayıflatmak
Zayıf olmasına yol açmak: "Zayıflamaktan değil, onu zayıflatmaktan çekinmiyordum."- F. R. Atay
zayıflatmak
Zayıf olmasına yol açmak
zayıflatma
Избранное