Smoking does much harm but no good.
- Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.
She can't even harm a fly.
- O bir sineğe bile zarar veremez.
The drought damaged all the crops there.
- Kuraklık oradaki tüm ürünlere zarar verdi.
We got our roof damaged by the typhoon.
- Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
Urban sprawl is environmentally damaging.
- Kentsel yayılım çevresel olarak zarar verir.
Tom is damaging his reputation.
- Tom kendi ününe zarar veriyor.
You're going to wreck your eyesight if you play games all the time.
- Sürekli oyunlar oynarsan görme yeteneğine zarar vereceksin.
They've been damaged.
- Onlara zarar verildi.
We got our roof damaged by the typhoon.
- Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
Alcohol damages the liver.
- Alkol karaciğere zarar verir.