Tereddüt etmeden gerçekten emin olmalısın.
- You should make sure of the fact without hesitation.
Tereddüt etmeden karısına gerçeği söyledi.
- Without hesitation, he told his wife the truth.
Lütfen bana soru sormaktan çekinmeyin.
- Please feel free to ask me questions.
Lütfen bana herhangi bir soru sormaya çekinmeyin.
- Please feel free to ask me any question.
Mary duraksamadan buz gibi suya atladı.
- Mary jumped into the icy water without hesitation.
Gerçek dövüşte, duraksamanın çok tehlikeli bir şey olduğunu unutmamalısın.
- In real combat, you must not forget that hesitation is a very dangerous thing.
Tom çekinmeden arabasını sattı.
- Tom sold his car without hesitation.
Mary çekinmeden buzlu suya atladı.
- Mary jumped into the icy water without hesitation.
Feel free to contact me.
- Zögern Sie nicht, mich zu kontaktieren!