My study is upstairs.
- Benim çalışma odam yukarıda.
She shut the door and went upstairs.
- Kapıyı kapattı ve yukarı gitti.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
The higher we go up, the cooler the air becomes.
- Ne kadar yukarıya gidersek hava o kadar soğuk olur.
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.