Tom heard Mary go upstairs.
- Tom Mary'nin yukarıya çıktığını duydu.
Go upstairs and bring down my trunk.
- Yukarı çık ve bavulumu getir.
Angels watch from above as men fight amongst themselves.
- İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler.
She is certainly above forty.
- O kesinlikle kırkın yukarısındadır.
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
As we go up higher, the air becomes thinner.
- Biz yukarıya giderken hava incelir.