Please ignore my comments above.
- Lütfen yukarıdaki yorumlarımı önemseme.
They live on the floor above.
- Onlar yukarıdaki katta yaşıyor.
I carried Tom upstairs to his bedroom.
- Tom'u yukarıdaki yatak odasına taşıdım.
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
Grace goes upstairs to the extension telephone.
- Grace yukarıdaki dahili telefona gider.
Tom heard Mary go upstairs.
- Tom Mary'nin yukarıya çıktığını duydu.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
See the example given above.
- Yukarıda verilen örneğe bak.
The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
- Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.