I teach French at the high school up the street.
- Caddenin yukarısındaki lisede Fransızca öğretirim.
As we go up higher, the air becomes cooler.
- Biz yukarı çıkarken hava soğur.
Go upstairs and bring down my trunk.
- Yukarı çık ve bavulumu getir.
Tom heard Mary go upstairs.
- Tom Mary'nin yukarıya çıktığını duydu.
The above-mentioned mail item has been duly delivered.
- Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir.
The clouds above moved fast.
- Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
He shook his head up and down.
- O, başını yukarı aşağı salladı.
The children started bouncing up and down on the couch.
- Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.
This is an uphill road.
- Bu yokuş yukarı bir yoldur.
As you go up higher, the air becomes thinner.
- Daha yukarıya giderken hava incelir.
It's better to be approximately right than completely wrong.
- Tamamen yanlış olmasındansa üç aşağı beş yukarı doğru olması daha iyidir.