O seçkin genç bir kişiye rastladı.
- He came across an outstanding young person.
Genç bir kişi seni görmek istiyor.
- A young person wants to see you.
O sağlam genç bir adam.
- He is a robust young man.
Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
- There were two people in it, one of her girl students and a young man.