Tom must be getting tired of waiting.
- Tom beklemekten yorulmuş olmalı.
Everybody seems to be tired.
- Herkes yorulmuş görünüyor.
Slanderous, defamatory, obscene, indecent, lewd, pornographic, violent, abusive, insulting, threatening and harassing comments are not tolerated.
- İftira niteliğinde, küçük düşürücü, müstehcen, uygunsuz, iffetsiz, pornografik, şiddet, suistimal, hakaret, tehdit ve taciz yorumlarına katlanılmaz.
I'm too tired to walk.
- Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
I'm really tired; I think I'll go to bed.
- Çok yorgunum; Sanırım yatacağım.
If there was a computer that didn't tire out my eyes, I'd definitely want to buy it.
- Gözlerimi çok yormayan bir bilgisayar olsa onu kesinlikle almak isterim.
Fatigue is the natural result of overwork.
- Yorgunluk fazla çalışmanın doğal sonucudur.
The beggar was dizzy with hunger and fatigue.
- Dilencinin açlık ve yorgunluktan başı dönüyordu.