yolculuklar

listen to the pronunciation of yolculuklar
Турецкий язык - Английский Язык
cruises
plural of cruise
yolculuk
travelling

Travelling is easy these days. - Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.

I'm travelling alone. - Yalnız yolculuk ediyorum.

yolculuk
trip

Seeing that movie is something like taking a trip to India. - Filmi izlemek Hindistan'a bir yolculuk yapmak gibi bir şeydir.

A trip to America is out of the question. - Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.

yolculuk
voyage

The voyage to America used to take many weeks. - Amerika'ya yolculuk birçok hafta sürerdi.

The long voyage was a trial for us. - Uzun yolculuk bizim için çok zahmetli geçti.

yolculuk
{i} journey

She found the ring that she had lost during the journey. - O, yolculuk sırasında kaybettiği yüzüğü buldu.

He made a journey to Paris. - O, Paris'e bir yolculuk yaptı.

yolculuk
travel

I'm travelling alone. - Yalnız yolculuk ediyorum.

Steve told me the tale of his travels. - Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.

yolculuk
trek
yolculuk
passage
yolculuk
(Havacılık) cruise

Congratulations! You just won a free cruise to the Bahamas! - Tebrik ederiz! Bahamalar'a ücretsiz yolculuk kazandınız!

yolculuk
excursion
yolculuk
expedition
yolculuk
run
yolculuk
{s} itinerary
hayırlı yolculuklar
best cruises
yolculuk
travelling on
yolculuk
road trip
yolculuk
journeying
Hayırlı yolculuklar
Bon voyage!, Have a good trip!
hayırlı yolculuklar
Have a good trip
iyi yolculuklar
have a nice journey
iyi yolculuklar!
have a good journey!, enjoy your trip!, safe journey!
yolculuk
cruising
yolculuk
peregrination
yolculuk
journey, trip, voyage, expedition
yolculuk
headway
yolculuk
{i} wayfaring
ıyi yolculuklar
Have a nice trip
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение yolculuklar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Yolculuk
(Osmanlı Dönemi) SEFER
Yolculuk
yol

Gemiyle yolculuk yapmayı severim. - Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum.

Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil. - Bu gemi okyanuslarda yolculuk yapmak için uygun değil.

Yolculuk
(Osmanlı Dönemi) SEYR
Yolculuk
seyahat
yolculuk
Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde, bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat: "Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk."- F. N. Çamlıbel
yolculuk
Bu gidiş gelişte geçen süre
yolculuk
Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde, bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat
yolculuk
Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme
yolculuk
Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme: "Yolculukla ilgili işlemleri tamamlarken, koltuğuna oturtmuştuk onu."- N. Cumalı
Английский Язык - Турецкий язык

Определение yolculuklar в Английский Язык Турецкий язык словарь

yolculuk
seyahat
yolculuk
gezinti
yolculuklar
Избранное