yolculuklar

listen to the pronunciation of yolculuklar
Турецкий язык - Английский Язык
cruises
plural of cruise
yolculuk
travelling

I'm travelling alone. - Yalnız yolculuk ediyorum.

Travelling is easy these days. - Yolculuk etmek bugünlerde kolaydır.

yolculuk
trip

A trip to America this summer is out of the question. - Bu yaz Amerika'ya bir yolculuk söz konusu değil.

She is busy preparing for the trip. - O yolculuk için hazırlanmakla meşgul.

yolculuk
voyage

The voyage lasted 14 months. - Yolculuk 14 ay sürdü.

The long voyage was a trial for us. - Uzun yolculuk bizim için çok zahmetli geçti.

yolculuk
{i} journey

The journey has just begun. - Yolculuk henüz başladı.

She found the ring that she had lost during the journey. - O, yolculuk sırasında kaybettiği yüzüğü buldu.

yolculuk
travel

He never travels without taking an alarm clock with him. - O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.

The day will soon come when we will conquer space and travel to the moon. - Uzayı işgâl edeceğimiz ve Ay'a yolculuk yapacağımız gün yakında gelecek.

yolculuk
trek
yolculuk
passage
yolculuk
(Havacılık) cruise

Congratulations! You just won a free cruise to the Bahamas! - Tebrik ederiz! Bahamalar'a ücretsiz yolculuk kazandınız!

yolculuk
excursion
yolculuk
expedition
yolculuk
run
yolculuk
{s} itinerary
hayırlı yolculuklar
best cruises
yolculuk
travelling on
yolculuk
road trip
yolculuk
journeying
Hayırlı yolculuklar
Bon voyage!, Have a good trip!
hayırlı yolculuklar
Have a good trip
iyi yolculuklar
have a nice journey
iyi yolculuklar!
have a good journey!, enjoy your trip!, safe journey!
yolculuk
cruising
yolculuk
peregrination
yolculuk
journey, trip, voyage, expedition
yolculuk
headway
yolculuk
{i} wayfaring
ıyi yolculuklar
Have a nice trip
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение yolculuklar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Yolculuk
(Osmanlı Dönemi) SEFER
Yolculuk
yol

Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum. - Gemiyle yolculuk yapmayı severim.

Gemiyle yolculuk yapmayı severim. - Gemiyle yolculuk yapmayı seviyorum.

Yolculuk
(Osmanlı Dönemi) SEYR
Yolculuk
seyahat
yolculuk
Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde, bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat: "Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk."- F. N. Çamlıbel
yolculuk
Bu gidiş gelişte geçen süre
yolculuk
Ülkeden ülkeye veya bir ülke içinde, bir yerden bir yere gidiş veya geliş, gezi, seyahat
yolculuk
Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme
yolculuk
Herhangi bir taşıtla bir yere gidip gelme: "Yolculukla ilgili işlemleri tamamlarken, koltuğuna oturtmuştuk onu."- N. Cumalı
Английский Язык - Турецкий язык

Определение yolculuklar в Английский Язык Турецкий язык словарь

yolculuk
seyahat
yolculuk
gezinti
yolculuklar
Избранное