yolcuların

listen to the pronunciation of yolcuların
Турецкий язык - Английский Язык
voyagers
plural of voyager
yolcu
passenger

Rosa Parks refused to give up her seat for a white passenger. - Rosa Parks, beyaz bir yolcuya koltuğunu bırakmayı reddetti.

Unfortunately, few passengers survived the catastrophe. - Ne yazık ki, birkaç yolcu felaket atlattı.

yolcu
pilgrim
yolcu
{i} fare
yolcu
viator
yolcu
goner
yolcu
voyager
yolcu
traveller

And do the travellers remember him? - Ve yolcular onu hatırlıyor mu?

yolcu
wayfarer
yolcu
traveler

She provided the traveler with food and clothing. - O, yolcuya yiyecek ve giyecek sağladı.

There are a lot of people who believe that Tom really is a time traveler. - Tom'un gerçekten bir zaman yolcusu olduğuna inanan bir sürü insan var.

yolcu
sick person who is at death's door
yolcu
baby whose birth is imminent
yolcu
traveler; passenger
yolcu
traveller [Brit.]
yolcu
traveller, passenger; goner
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение yolcuların в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Yolcu
safir
yolcu
Yolculuğa çıkmış kimse
yolcu
Yolculuğa çıkmış kimse: "Haydarpaşa istasyonunda Diyarbakır yolcuları ve onları uğurlamaya gelenler toplanmışlardır."- H. E. Adıvar
yolcu
Doğması beklenen çocuk
yolcu
İyileşmesi umutsuz hasta
yolcu
Yolculuğa çıkmaya hazırlanan kimse: "Gişelerin önünde işsiz güçsüzler, erken gelen yolcular dolanıyordu."- N. Cumalı
yolcu
Yolculuğa çıkmaya hazırlanan kimse
yolcu
(Osmanlı Dönemi) seyyah
yolcuların
Избранное