Tom can't trust Mary to look after his house while he's away.
- Tom o yokken Mary'nin onun eviyle ilgileneceğine güvenemiyor.
The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.
- Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi.
I was absent from school because of illness.
- Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
He was absent owing to illness.
- O, hastalık nedeniyle yoktu.
There is nothing concealed that will not be revealed.
- Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur.
I am not allergic to penicillin.
- Penisiline alerjim yok.
I wanted some salt, but there was none in the jar.
- Biraz tuz istedim fakat kavanozda hiç yoktu.
It's none of your business.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
Hold your tongue, or you'll be killed.
- Dilini tut, yoksa öldürüleceksin.
Tom had no idea that Mary was a serial killer.
- Tom'un Mary'nin bir seri katil olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.
He must be lacking in common sense.
- Sağ duyudan yoksun olmalı.
He is lacking in common sense.
- O, sağduyudan yoksundur.
Hiç paraları yok.
Does the error occur regularly or sporadically? Is the error reproducible?
- Hata düzenli olarak mı yoksa ara sıra mı meydana geliyor? Hata yeniden üretilebilir mi?
Why doesn't the list of languages include Maltese?
- Diller listesinde neden Malta dili yok?