I can't do it for want of money.
- Para yokluğundan dolayı onu yapamam.
A thief broke into the house while we were away.
- Biz yokken eve hırsız girmiş.
The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.
- Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi.
I was absent from school because of illness.
- Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
Tails are absent in some cats.
- Bazı kedilerde kuyruklar yok.
There is nothing concealed that will not be revealed.
- Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur.
There was nothing but an old chair in the room.
- Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
That's none of your business.
- Sizinle bir ilgisi yok.
I wanted some salt, but there was none in the jar.
- Biraz tuz istedim fakat kavanozda hiç yoktu.
Stand where you are or I'll kill you.
- Olduğun yerde kal yoksa seni öldürürüm.
I certainly had no idea Tom was thinking about killing himself.
- Tom'un kendini öldürmeyi düşündüğüne dair kesinlikle fikrim yoktu.
He is lacking in common sense.
- O, sağduyudan yoksundur.
He must be lacking in common sense.
- Sağ duyudan yoksun olmalı.
Hiç paraları yok.
Why doesn't the list of languages include Maltese?
- Diller listesinde neden Malta dili yok?
Does she speak English, French or German?
- O İngilizce mi, Fransızca mı yoksa Almanca mı konuşuyor?