A thief broke into the house while we were away.
- Biz yokken eve hırsız girmiş.
He had no choice but to run away.
- Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu.
I was absent from school because of illness.
- Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
Tails are absent in some cats.
- Bazı kedilerde kuyruklar yok.
I've got nothing to say to him.
- Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
I am not allergic to penicillin.
- Penisiline alerjim yok.
That's none of your business.
- Sizinle bir ilgisi yok.
Half a loaf is better than none.
- Yarım somun ekmek hiç yoktan iyidir.
Tom had no idea that Mary was a serial killer.
- Tom'un Mary'nin bir seri katil olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.
Hold your tongue, or you'll be killed.
- Dilini tut, yoksa öldürüleceksin.
She is lacking in common sense.
- O, sağduyudan yoksundur.
He must be lacking in common sense.
- Sağ duyudan yoksun olmalı.
Hiç paraları yok.
Why doesn't the list of languages include Maltese?
- Diller listesinde neden Malta dili yok?
It doesn't matter what he said.
- Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.