Sami had a simple choice: jump or perish.
- Sami'nin tek bir seçimi vardı: atlamak ya da yok olmak.
A nuclear war will bring about the destruction of mankind.
- Bir nükleer savaş, insanlığın yok olmasına neden olacak.
Small family farms were disappearing.
- Küçük aile çiftlikleri yok oluyorlardı.
The tropical rainforests, located in a narrow region near the equator, are disappearing so fast that by the year 2000 eighty percent of them may be gone.
- Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.
There are many theories about the sudden extinction of the dinosaurs, but the real cause still remains anyone's guess.
- Dinozorların aniden yok olmaları hakkında birçok teori var ama gerçek sebep hâlâ belirsiz olarak kalmaktadır.
Now we want to save our languages from extinction, not talk about them.
- Şimdi onlar hakkında konuşmayı değil dillerimizi yok olmaktan kurtarmayı istiyoruz.
Justice without mercy is cruelty; mercy without justice is the mother of dissolution.
- Merhametsiz adalet zulümdür, adaletsiz merhamet yok olmanın anasıdır.
You need to disappear before they find you.
- Onlar seni bulmadan önce, yok olmalısın.
It's feared that some low-lying Pacific Island nations will disappear as seas rise as a result of global warming.
- Pasifik'teki düşük rakımlı bazı ada ülkelerinin, deniz seviyesinin küresel ısınma sonucu yükselmesiyle yok olmasından korkuluyor.