The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.
- Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi.
You had better go to bed right away, or your cold will get worse.
- Derhal yatmaya gitsen iyi olur, yoksa soğuk algınlığın daha da kötüleşir.
I was absent from school because of illness.
- Hastalık nedeniyle okulda yoktum.
Why did you absent yourself from class yesterday?
- Dün niçin sınıfta yoktun?
I've got nothing to say to him.
- Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
There was nothing but an old chair in the room.
- Odada eski bir sandalyeden başka bir şey yoktu.
It's none of your business.
- Onun sizinle bir ilgisi yok.
Half a loaf is better than none.
- Yarım somun ekmek hiç yoktan iyidir.
Hold your tongue, or you'll be killed.
- Dilini tut, yoksa öldürüleceksin.
Stand where you are or I'll kill you.
- Olduğun yerde kal yoksa seni öldürürüm.
He must be lacking in common sense.
- Sağ duyudan yoksun olmalı.
He is lacking in common sense.
- O, sağduyudan yoksundur.
Hiç paraları yok.
Mary has nobody to talk with, but she doesn't feel lonely.
- Mary'nin konuşacak hiç kimsesi yok fakat o kendini yalnız hissetmiyor.
It doesn't matter what he said.
- Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.