yine de

listen to the pronunciation of yine de
Турецкий язык - Английский Язык
even so

Even so ... she didn't have to slap me! - Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!

nevertheless

Nevertheless, I'm extremely proud. - Yine de ben son derece gurur duyuyorum.

It is nevertheless a good sentence. - O yine de iyi bir cümle.

still

Still, the war was not over. - Yine de, savaş bitmedi.

I doubt that Tom would help, but you should still ask him. - Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız.

however

However, I ask you not to make the same mistakes that I did. - Yine de, senden benim yapmış olduğum hatalara düşmemeni rica ediyorum.

It was raining. However, they still went on their school trip. - Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler.

nonetheless

Though he was poor, he was nonetheless happy. - Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.

Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless. - Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.

yet

The sun was shining, yet it was cold. - Güneş parlıyordu, yine de hava soğuktu.

You will yet regret it. - Yine de ona pişman olacaksın.

after all

Peter didn't come after all. - Peter yine de gelmedi.

Who knows, maybe Christmas in Boston won't be so bad after all. - Kim bilir, belki Boston'daki noel yine de o kadar da kötü olmayacaktır.

all the same, after all, still, however, but then (again), yet, anyway, anyhow, nevertheless, even now, to, then, notwithstanding
though

Thanks for the offer, though. - Öneri için teşekkürler yine de.

You can probably guess what happens though. - Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.

yet already
just the same
natheless
anyhow

That has been my experience anyhow. - O yine de benim tecrübemdi,

It might rain, but I'm going anyhow. - Yağmur yağabilir ama yine de gidiyorum.

in despite of
nathless
altogether
oldness
none the less

My wife has faults. None the less, I love her. - Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.

even now
all the same

He's not doing a very good job. All the same, you've got to admit that he's doing his best. - O çok iyi bir iş yapmıyor. Yine de, onun elinden geleni yaptığını kabul etmelisin.

I asked him not to go, but he left all the same. - Ona gitmemesini rica ettim, fakat yine de gitti.

anyway

We objected, but she went out anyway. - Biz itiraz ettik ama o yine de dışarı gitti.

Tom didn't feel well, but he went to work anyway. - Tom iyi hissetmiyordu ama yine de işe gitti.

considering
at the same time
howbeit
notwithstanding
nontheless
at any rate

At any rate, I can go out when it stops raining. - Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.

just

Our trip was long, difficult and dangerous. We're just happy to be back home in one piece. - Yolculuğumuz; uzun, çetin ve tehlikeliydi. Yine de evlerimize sağ salim döndüğümüz için mutluyuz.

It's just five in the morning, but nevertheless it is light out. - Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.

but then
despite
yine de
Избранное