Even so ... she didn't have to slap me!
- Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!
Nevertheless, I'm extremely proud.
- Yine de ben son derece gurur duyuyorum.
It is nevertheless a good sentence.
- O yine de iyi bir cümle.
Still, the war was not over.
- Yine de, savaş bitmedi.
I doubt that Tom would help, but you should still ask him.
- Tom'un yardımcı olacağından kuşkuluyum, ama yine de ona sormalısınız.
However, I ask you not to make the same mistakes that I did.
- Yine de, senden benim yapmış olduğum hatalara düşmemeni rica ediyorum.
It was raining. However, they still went on their school trip.
- Yağmur yağıyordu. Ancak onlar yine de okul gezilerine devam ettiler.
Though he was poor, he was nonetheless happy.
- Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu.
Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless.
- Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.
The sun was shining, yet it was cold.
- Güneş parlıyordu, yine de hava soğuktu.
You will yet regret it.
- Yine de ona pişman olacaksın.
Peter didn't come after all.
- Peter yine de gelmedi.
Who knows, maybe Christmas in Boston won't be so bad after all.
- Kim bilir, belki Boston'daki noel yine de o kadar da kötü olmayacaktır.
Thanks for the offer, though.
- Öneri için teşekkürler yine de.
You can probably guess what happens though.
- Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin.
That has been my experience anyhow.
- O yine de benim tecrübemdi,
It might rain, but I'm going anyhow.
- Yağmur yağabilir ama yine de gidiyorum.
My wife has faults. None the less, I love her.
- Karımın hataları var. Yine de, ben onu seviyorum.
He's not doing a very good job. All the same, you've got to admit that he's doing his best.
- O çok iyi bir iş yapmıyor. Yine de, onun elinden geleni yaptığını kabul etmelisin.
I asked him not to go, but he left all the same.
- Ona gitmemesini rica ettim, fakat yine de gitti.
We objected, but she went out anyway.
- Biz itiraz ettik ama o yine de dışarı gitti.
Tom didn't feel well, but he went to work anyway.
- Tom iyi hissetmiyordu ama yine de işe gitti.
At any rate, I can go out when it stops raining.
- Yine de, yağmur durduğunda dışarı çıkabilirim.
Our trip was long, difficult and dangerous. We're just happy to be back home in one piece.
- Yolculuğumuz; uzun, çetin ve tehlikeliydi. Yine de evlerimize sağ salim döndüğümüz için mutluyuz.
It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
- Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.