yetişen

listen to the pronunciation of yetişen
Турецкий язык - Английский Язык
overtaken
risinq
yetişen bitki
grower
kendi bahçesinde yetişen
homegrown
yetiş
got on for
yetiş
get on for
yetiş
{f} overtaken
yetiş
overtook
yetiş
overtake

If you hurry, you will overtake him. - Acele edersen ona yetişirsin.

If you hurry, you will soon overtake her. - Eğer acele edersen yakında ona yetişirsin.

yetiş
catch up

I had to run to catch up with Tom. - Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım.

I quickened my steps to catch up with her. - Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.

yetiş
grown at
erken olgunlaşan veya yetişen (meyve, sebze)
early maturing or growing (fruit, vegetables)
fas'ta yetişen bir ardıç türü
Juniper species growing in Morocco a
kendi biten, kendi kendine yetişen bitki
own ends, self-grown plant
şam vilâyetinde yetişen bir otun adı
The name of the province of Damascus is an herb that grows
beklenmedik biçimde yetişen yardımcı güç
deus ex machina
dalın ucunda yetişen
terminal
dağınık yetişen bitki
straggler
havada yetişen kök
aerial root
hızır gibi yetişen
providential
hızır gibi yetişen kimse
(deyim) johnny-on-the-spot
hızır gibi yetişen kimse
johnny on the spot
hızır gibi yetişen yardım
deus ex machina
hızır gibi yetişen şey
godsend
nehir kıyısında yetişen
riverine
nehir kıyısında yetişen
riparian
ormanda yetişen ağaç
stand
salkım halinde yetişen
gregarious
sualtında yetişen
submersed
yetişen
Избранное