yeterliliği

listen to the pronunciation of yeterliliği
Турецкий язык - Английский Язык

Определение yeterliliği в Турецкий язык Английский Язык словарь

yeterli
adequate

The pay is not adequate for a family of six. - Ödeme altı kişilik bir aile için yeterli değildir.

The pay is not adequate for a family of six. - Maaş altı kişilik bir aile için yeterli değildir.

yeterli
sufficient

To begin with, the funds are not sufficient for running a grocery store. - Öncelikle,devlet tahvilleri bir bakkal dükkânı çalıştırmak için yeterli değiller.

My fluency is sufficient for many situations, but not for expressing my — often contradictory — emotions. - Benim akıcılığım birçok durum için yeterlidir, fakat genellikle çelişkili durumlarımı ifade etmek için değil.

yeterli
enough

If I had enough money, I would buy that nice car. - Yeterli param olsa,o hoş arabayı alırım.

There was food enough for us all. - Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.

yeterli
(İnşaat) sufficent
yeterli
adequately
yeterli
{s} decent

If you want your workers to be happy, you need to pay them a decent wage. - Çalışanlarınızın mutlu olmasını istiyorsanız, onlara yeterli bir ücret ödemelisiniz.

Tom has a very decent salary. - Tom'un çok yeterli maaşı var.

yeterli
proficient

She is proficient in both Spanish and Italian. - O hem İspanyolcada hem de İtalyancada yeterli.

Tom is proficient in French. - Tom Fransızcada yeterli.

yeterli
{s} competent
yeterli
{s} satisfactory
yeterli
enow
yeterli
sufficiently
yeterli
par

Partly because he could not receive enough information, Harper's description remains imperfect. - Kısmen yeterli bilgiyi alamadığından dolayı Harper'in açıklaması eksik kalıyor.

I'll go to Paris when I have enough money. - Yeterli param olduğunda Paris'e gideceğim.

yeterli
bonny
yeterli
up to

I ought to have enough money saved up to buy a car by Christmas. - Noele kadar bir araba almak için yeterli para biriktirmeliydim.

I am not feeling quite up to par. - Oldukça yeterli olduğumu hissetmiyorum.

yeterli
spitting
yeterli
due
yeterli
{s} qualified
yeterli
ample

Ten million yen will be ample for the project. - On milyon yen proje için yeterli olacaktır.

yeterli
fairly
yeterli
competence

I'm not questioning your competence. - Ben senin yeterliliğini sorgulamıyorum.

yeterli
be sufficient
yeterli
quite enough
anlam yeterliliği
(Pisikoloji, Ruhbilim) adequacy of meaning
enerji yeterliliği
(Hukuk) energy efficiency
güverte iniş yeterliliği
(Askeri) deck landing qualification
sermaye yeterliliği kanunları
(Hukuk) capital adequacy rules
sulama yeterliliği
irrigation adequacy
yeterli
fit
yeterli
snug
yeterli
sufficient, adequate, enough; competent, qualified
yeterli
suited
yeterli
efficacious
yeterli
moderate
yeterli
phr
yeterli
(Hukuk) adequate, sufficient
yeterli
that will do
yeterli
working

I'm working like crazy to make sure I have enough time. - Yeterli zamanım olduğundan emin olmak için deli gibi çalışıyorum.

yeterli
efficient
yeterli
equal

He is not equal to the task. - O, görev için yeterli değildir.

yeterli
adequate, sufficiently qualified (to do a job)
yeterli
effectual
yeterli
satisfying
yeterli
enough, sufficient, adequate
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение yeterliliği в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Yeterli
kifayetli
yeterli
Bir işi yapma gücünü sağlayan özel bilgisi olan, kifayetli, ehliyetli, ehil
yeterli
Bir görevi, işlevi yerine getirmek gücü olan, etkisi olan
yeterli
İhtiyaçlara cevap veren, ihtiyaçları karşılayan
yeterli
Bir görevi, işlevi yerine getirmek gücü olan, etkisi olan. İhtiyaçlara cevap veren, ihtiyaçları karşılayan: "Yeterli çadırları var mı?"- M. Yesarî
yeterli
(Osmanlı Dönemi) kâfi
yeterliliği
Избранное