I can't thank you enough.
- Sana yeterince teşekkür edemem.
Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
- Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
Everyone should prepare adequately.
- Herkesin yeterince hazırlanması gerekir.
Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand.
- Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur.
Tom didn't thank Mary sufficiently.
- Tom Mary'ye yeterince teşekkür etmedi.
Twitter is not good enough.
- Twitter yeterince iyi değil.
Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
- Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
He can read well enough.
- O yeterince iyi okuyabilir.
She played the piano well enough.
- Piyanoyu yeterince iyi çaldı.
That's not soon enough.
- Bu yeterince çabuk değil.
Tom will know about this soon enough.
- Tom bunun hakkında yeterince çabuk bilecek.