yerleştirmiş

listen to the pronunciation of yerleştirmiş
Турецкий язык - Английский Язык
nestled
past of nestle
drawn or pressed close to someone or something for or as if for affection or protection; "saw a number of small houses nestled against the hillside"; "like a baby snuggled in its mother's arms
yerleş
ensconce
yerleş
settle

The Indians gave the settlers food. - Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.

Tom refused to settle down. - Tom yerleşmeyi reddetti.

yerleş
settle down

Tom is ready to settle down and start a family. - Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.

Tom says that he wants to settle down. - Tom yerleşmek istediğini söylüyor.

yerleş
{f} settled

They settled in Japan. - Onlar Japonya'da yerleştiler.

They settled in Canada. - Onlar Kanada'ya yerleştiler.

yerleş
{f} ensconcing
yerleş
settle in

They decided to settle in a suburb of London. - Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.

They are planning to settle in New Zealand. - Yeni Zelandaya yerleşmeyi planlıyorlar.

yerleş
embed
yerleş
populate
yerleş
reside

A factory is not suitable for a residential district. - Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.

This residential area is comfortable to live in. - Bu yerleşim alanı yaşamak için rahat.

yerleş
{f} site
yerleş
indwell
yerleştirmiş
Избранное